DOLAR 27,5707 0.47%
EURO 29,0040 0.76%
ALTIN 1.615,190,22
BITCOIN %
Ankara
19°

AÇIK

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Admin

Admin

26 Eylül 2023 Salı

ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığı ile tanınan Senatör Menendez, rüşvet iddialarından aklanacağına inanıyor

ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığı ile tanınan Senatör Menendez, rüşvet iddialarından aklanacağına inanıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

NEW ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığı söylemleriyle tanınan New Jersey Senatörü Bob Menendez, hakkındaki “rüşvet” iddialarından aklanacağına inandığını dile getirdi.

Demokrat Senatör Menendez, basın toplantısında, konumunu Mısır hükümetine yardım etmek için kullandığı iddiasıyla federal savcılar tarafından kendisine yöneltilen suçlamalara yanıt verdi.

Menendez, “Başardığım her şey için, karşı çıkanlara ve beni küçümseyen herkese rağmen çalıştım. Bunun bugüne kadarki en büyük mücadele olacağının farkındayım ancak tüm süreç boyunca belirttiğim gibi, tüm gerçekler ortaya çıktığında sadece aklanacağıma değil, aynı zamanda New Jersey’in kıdemli senatörü olacağıma da kesinlikle inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

Bob Menendez, Mısır’da insan hakları ihlallerini örtbas ettiği iddialarına yanıt vermeye çalışırken, eşi Nadine Arslanian’ın telefonda Mısırlı yetkililerle yaptığı altınlarla ilgili konuşmasına hiç değinmezken, evinde bulunan yarım milyon dolara yakın para için ise, “Artık modası geçmiş görünebilir, ancak bunlar, 30 yıl boyunca yasal olarak elde ettiğim gelire dayalı olarak kişisel tasarruf hesaplarımdan çekilen paralardı.” diye konuştu.

Hakkındaki suçlamalardan dolayı Senato’dan istifa etmesi çağrılarına yanıt veren Menendez, eleştiri sahiplerini “yargılama konusunda acele etmekle” suçladı.

Açıklamasını kağıttan okuyan Menendez, basın mensuplarının sorularını beklemeden salonu terk etti.

Senatör Chuck Schumer, suçlamanın ardından, Senatör Menendez’in, sorun çözülene kadar Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı görevinden geçici olarak ayrılmaya karar verdiğini duyurmuştu.

Daha önce de rüşvet ve yolsuzlukla suçlanmıştı

New Jersey Senatörü Menendez, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve ABD Vergi Dairesinden (IRS) müfettişlerce, bankacılık suçlarından davası süren emlak devi ve eski banka yöneticisi Fred Daibes’ten Adalet Bakanlığından bağlantılarını kullanmak karşılığında rüşvet almakla soruşturuluyordu.

Menendez’in, evinden çıkan külçe altın ve nakit para ile lüks hediye şeklindeki rüşvetleri, eşi Arslanian aracılığıyla kabul ettiği belirtiliyordu.

Ayrıca senatöre karşı yürütülen soruşturmalar arasında, sektörde tecrübesi olmamasına karşın ABD genelindeki helal sertifikasyonunu üstlenen Mısır merkezli startup firması “IS EG Halal”den ihaleyi kazanması karşılığında rüşvet aldığı da kaydediliyordu.

2019’da birçok şirketin kontratları aniden iptal edilirken, IS EG’in dünya çapında helal et sertifikası almak üzere Mısır ile özel bir sözleşme yapması şüphe uyandırmıştı.

İhalenin kamuoyunda tartışılmasıyla IS EG’in sahipleri ile Menendez’in eşinin arkadaş oldukları ortaya çıkmış ve Menendez’in her yıl Mısır’a milyonlarca askeri yardıma onay veren Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olmasının ilgili sözleşmenin yapılmasında etkili olduğu tartışmalarını beraberinde getirmişti.

ABD’li senatör 2015’te de ayrıca Floridalı bir göz doktorundan başta özel jetle seyahat, Paris’te 5 yıldızlı bir otelde 3 gün konaklama olmak üzere en az 600 bin dolar tutarındaki hediyeleri kabul etmekle suçlanmıştı.

Türkiye karşıtlığı ile biliniyor

Küba kökenli göçmen bir ailenin oğlu olan Bob Menendez, ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtlığı, Rum ve Ermeni lobisine yakınlığı ile biliniyor.

Kongre’de yabancı ülkelere yapılacak askeri yardımlar üzerinde söz sahibi olan Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin Başkanı olması ve ABD tarafından Türkiye’ye F-16 satışına karşı çıkmasıyla adından sık sık söz ettiren Menendez, Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’deki politikalarından rahatsızlığını da gündeme getiriyor.

Menendez, 25 Ağustos’ta, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi tarafından Rumların mücadelelerine katkı ve “Helenizm”e hizmetlerinden dolayı Havari Barnabas Altın Madalyası ödülüne layık görülmüştü.

Devamını Oku

Faizlerin Yükselmesi İkinci El Otomobil Piyasasını Etkiledi

Faizlerin Yükselmesi İkinci El Otomobil Piyasasını Etkiledi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Faizlerin yükselmesi sonrası vatandaşların krediye ulaşma güçlüğü ikinci el otomobil piyasasına da yansıdı. Hem okulların açılması nedeniyle hem de kredi faizlerinin yükselmesi nedeniyle piyasada duraklama yaşadıklarını söyleyen Manisa Otonomi Dernek Başkanı Arif Diz, “İkinci elde enflasyondan kaynaklı fiyatlar artıyordu. Çok fazla talep ikinci el piyasasının artmasına neden oluyordu. Piyasanın oturmasıyla ikinci el piyasasında da fiyatlar oturmaya başlayacak” dedi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından faizlerin yükseltilmesi sonrası vatandaşların krediye ulaşma imkanı da azaldı. Otomobil almak isteyen vatandaşların krediye ulaşmasındaki güçlükler ikinci el otomobil piyasasında da durgunluğa yol açtı. Özellikle üst segment araçlarda durgunluk yaşandığını belirten Manisa Otonomi Dernek Başkanı Arif Diz, “İkinci el araçlarda faizlerin artışıyla işlerimiz durdu tabii ki. İhtiyacı olan kesim 600 bin TL’ye kadar bir araç alacaksa, bankadan da kredi kullanamıyorsa 350-400 bin TL’ye nakit ya da 100 bin TL kredi kullanarak araç arayışı içerisine girdi. Üst segment araçların satışını biraz daha zora soktu. İkinci elde enflasyondan kaynaklı fiyatlar artıyordu. Çok fazla talep ikinci el piyasasının artmasına neden oluyordu. Piyasanın oturmasıyla ikinci el piyasasında da fiyatlar oturmaya başlayacak. Bizim en büyük sıkıntımız da kendi öz sermayemiz de eriyordu. Biz aracı 600 bin TL’ye aldığımızda iki hafta sonra 100 bin TL zam geliyordu. Biz 620 bin TL’ye satıyor, tekrardan 650 bin TL’ye alıyorduk. Hep araçları sattığımızdan fazla fiyata aldığımız için sermayemiz de eriyordu. Şu an piyasada ikinci ellerin sıfır araç fiyatının üzerinde satıldığı dönem de bitmiş oldu. Bu da güzel bir şey. Aracın sıfırı 1 milyon 150 bin TL, ikinci eli 1 milyon 350 bin TL’ye internette satılıyordu. 1 milyon 150 bin TL olan araçların sıfırları 1 milyona kadar gerileyecek” dedi.

Piyasada rakamların oturmaya başladığını söyleyen Diz, “İnsanlar önce kendini geriye çekerek gözlemledi. Biz gelen müşterilere baktığımızda ne aradıklarını inceliyoruz ve stoklarımızı ona göre kuruyoruz. 600 bin TL ile 1 milyon TL’ye kadar araç satılıyor. İnternette de, piyasada da rakamlar geri geliyor ancak bu geri gelme de belirli bir noktaya kadar devam edecektir. Bundan sonra da bir düşüş beklemiyoruz. Ticaret Bakanlığının çıkarmış olduğu kanuna göre 3 araçtan sonra noterde satış engeli konuluyor. Bununla da kayıt dışı, vergi mükellefi olmadan yapan kişiler ortadan kalktı. Gerçekten bu işi yapan kişiler piyasada olduğu için piyasanın rakamları da oturmuş oldu” diye konuştu.

Yıl sonuna doğru piyasanın hareketleneceğini söyleyen Diz, “Okulların açıldığı dönemlerde de piyasa durgun oluyor. Yıl sonuna doğru piyasa hareketlenir. İnsanlar 3,29 kredi faiziyle araç alımı yapıyorlar. O faizle 150-200 bin TL krediyle araç alıyorlar. Devletimizden isteğimiz, alım gücü olmayan arkadaşlarımız var. Bütçesi olmayan, araca hiç ulaşamayan kişiler için bir kampanya yapılıp, faiz oranları düşük bir finansman sağlanırsa insanlar o aracı alıp binebilir” ifadelerini kullandı.

Kasım ayında sıfır araçların bayilerdeki oranının artabileceğini belirten Diz, “Kasım ayında piyasaya biraz daha sıfır araç gelir. Piyasaya sıfır araç gelse de sıfır araç müşterisi oraya yönlenecek. İkinci el müşterisi de rakamsal olarak oraya ulaşamadığı için ikinci el piyasaya yönelecek. 600 bin TL ile 800 bin TL arası araçlar da hızlı bir şekilde satılmaya devam edecek” dedi. – MANİSA

Devamını Oku

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Kurulu dönüşü açıklamada bulundu Açıklaması

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Kurulu dönüşü açıklamada bulundu Açıklaması
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin egemen eşitliğinin ve eşit ulusal statüsü teyit edilmeden müzakere masasına oturmayacaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantıları için bulunduğu ABD’nin New York şehri dönüşünde Lefkoşa’daki Ercan Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu.

Tatar, BM 78. Genel Kurulu toplantısı çerçevesinde çeşitli platformlarda Kıbrıs Türk halkının sesini duyurmaya çalıştığını, onların hakkını ve hukukunu aramak için gayret gösterdiğini ifade etti.

KKTC için BM Genel Merkezi karşısında yer alan Türkevi’nde çalışma ofislerinin tahsis edildiğini ve orada çok sayıda toplantı yaptıklarını belirten Tatar, New York’ta böyle bir yere sahip olmanın büyük bir kazanım olduğunu vurguladı.

Tatar, Kuzey Kıbrıs’ın milli davasının yürütülmesinde Türkiye ile istişare ve uyum içerisinde olduklarını, iki ülke arasındaki temasların süreceğini kaydetti.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşması Türk halkının pozisyonuna güç verdi”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 78. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya değinen Tatar, “Sayın Tayyip Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı’nın, BM 77. Kurulda olduğu gibi 78. Kurulda da KKTC’nin bağımsızlığının tanınması ve artık KKTC ile uluslararası toplumun ve camianın, gerek ekonomik, gerek siyasi, gerek diplomatik ilişkiler geliştirmesi gerektiğini, bunun altını çizerek vurgulaması, bizler için toplantılara damgasını vuran bir açıklamaydı. Çünkü bunu söyleyen hem dünyada söz sahibi hem anavatan hem garantör ülkenin cumhurbaşkanı olarak bunları söylemiştir. Yani Kıbrıs Türk halkının bu süreçlerdeki pozisyonuna güç vermiştir.” dedi.

Tatar, Kıbrıs’ta çözümün iki egemen devletten geçtiğinin altını çizerek, “Egemen eşitliğimiz ve eşit ulusal statümüz teyit edilmeden bizlerin müzakere masasına geçmesi mümkün değildir.” ifadesini kullandı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüştüğünü belirten Tatar, bu görüşmede Guterres’e Rum tarafının “masanın yeniden devrilmesine vesile olduğunu” ve iki devletin işbirliğiyle bir anlaşmanın sağlanabileceğini söylediğini aktardı.

Tatar, Guterres’e “iki bölgeli federasyon” teklifinin gerçekçi bir çözüm olmadığını söylediğini belirterek, BM Genel Sekreteri’nin “yüz ifadesiyle bizim pozisyonumuzu çok iyi anladığını” gösterdiğini ifade etti.

Kıbrıs’ta bazı açılımlara vesile olabilmek için işbirliği önerilerinde de bulunduğunu söyleyen Tatar, Rum tarafının, KKTC’nin egemenliğinin statü kazanacağı endişesiyle bu önerileri kabul etmediğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta iki halk, iki ayrı demokrasi ve iki ayrı yapı olduğunu, bunun da Ada’nın esas gerçeğini teşkil ettiğini vurguladı.

“Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü olmadan Kıbrıs meselesini çözmek mümkün değil”

Kıbrıs meselesinin çözümünün egemen eşitlik ve eşit uluslararası statüden geçtiğinin altını çizen Tatar, “Egemen eşitlik, eşit uluslararası statü, başka türlü bir yöntemle Kıbrıs meselesini kökten çözmek mümkün değildir.” dedi.

Tatar, Guterres ve diğer muhataplarıyla yaptıkları görüşmede KKTC’nin maruz kaldığı izolasyonlar ve ambargolar başta olmak üzere karşı karşıya kaldığı sorunları gündeme getirdiğini ifade etti.

Güney Kıbrıs Rum tarafının samimiyetsiz olduğuna işaret eden Tatar, “Bu Ada’nın geleceği için her iki halkın da faydasına olacak işbirlikleri gelişebilir ve bir yerde bir anlaşma olabilir ama Kıbrıs Türkünü çökertmek için izolasyon ve ambargoların bu şekilde dayatıldığı bir ortamda karşı tarafın samimiyetine inanmak tabii ki çok da kolay değildir.” ifadelerini kullandı.

Tatar, yaptıkları görüşmede Guterres’e Kıbrıs Türklerine yönelik ambargo ve izolasyonların zulme dönüştüğünü ve bunun sonlandırılması gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs’ta sürdürülebilir kalıcı bir anlaşma için tarafların birbirlerine yanaşması gerektiğini belirten Tatar, iki taraf arasındaki uçurumun ortadan kalkması için ise Kıbrıs Türküne uygulanan ambargo ve izolasyonların kaldırılması gerektiğini, bunu da New York’taki temaslarında başta Guterres olmak üzere muhataplarına anlattıklarını söyledi.

Devamını Oku

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, adres bildirimi süresinin ertelenmesini istedi

CHP Milletvekili Fethi Açıkel, adres bildirimi süresinin ertelenmesini istedi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, yerel seçimlerde bulundukları şehirde oy kullanmak isteyen seçmenler için 1 Ekim 2023 olan son adres bildirimi süresinin 1 Kasım’a ertelenmesi için çağrı yaptı. Açıkel, “Aksi halde yüz binlerce öğrenci yerel seçimde oy kullanamayacaktır. Hangi partiye oy verirse versin gençlerin seçime katılımını azaltma riski taşıyan bu takvim için bir aylık erteleme yapılması, seçmenlere adres bildirimleri için 1 Kasım 2023 tarihine kadar izin verilmesi gerekmekte ve bunun için gerekiyorsa geçici kanuni düzenleme ile YSK’nın seçim takviminde değişiklik yapılmalıdır” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, 2024 yerel seçimlerinde bulundukları şehirde oy kullanmak isteyen seçmenlerin adres bildirimi süresiyle ilgili açıklama yaptı. Açıkel, şunları kaydetti:

“YÖK kararıyla ülkemizdeki üniversitelerde akademik dönem Ekim ayının ilk haftasında başlayacak ancak KYK yurtlarındaki yetersiz kapasite, astronomik şekilde artan ev kiraları ve özel yurt ücretleri nedeniyle halen yüzbinlerce öğrenci barınma sorununu çözemedi ve eğitim alacağı şehre gelmedi. Yerel seçim öncesinde adres değişikliği yapmış olan seçmenler, bulundukları adreste oy kullanabilmeleri için seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2024’ten üç ay önce, yani 1 Ekim 2023 tarihine kadar adres bildirimlerini yapmak zorunda.

“ADRES BİLDİRİMİ İÇİN SON TARİH OLAN 1 EKİM 2023 TARİHİNİN ERTELENMESİ GEREKMEKTEDİR. AKSİ HALDE YÜZBİNLERCE ÖĞRENCİ YEREL SEÇİMDE OY KULLANAMAYACAKTIR”

Bu takvim sıkışıklığı, kalacak yer bulamayan öğrenciler ile birlikte; henüz kalacakları şehirlere gelmeyen öğrencileri de mağdur etmektedir. Pek çok öğrenci, bu sıkışık takvim yüzünden üniversite eğitimi aldıkları şehirde oy kullanabilmek için adres bildirimlerini yapamamıştır. Şehirlerarası ulaşımdaki artan maliyetler de öğrencilerin seçim döneminde ikametgahlarının bulunduğu şehirlere gitmesini zorlaştıracak ve özellikle gençlerin seçime katılım oranı ciddi şekilde düşecektir. Bu nedenle, adres bildirimi için son tarih olan 1 Ekim 2023 tarihinin ertelenmesi gerekmektedir. Aksi halde yüzbinlerce öğrenci yerel seçimde oy kullanamayacaktır. Hangi partiye oy verirse versin gençlerin seçime katılımını azaltma riski taşıyan bu takvim için bir aylık erteleme yapılması, seçmenlere adres bildirimleri için 1 Kasım 2023 tarihine kadar izin verilmesi gerekmekte ve bunun için gerekiyorsa geçiçi kanuni düzenleme ile YSK’nın seçim takviminde değişiklik yapılmalıdır.”

Devamını Oku

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 6 Şubat depremi sonrası yapılan çalışmaları anlattı

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 6 Şubat depremi sonrası yapılan çalışmaları anlattı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, 6 Şubat depremi sonrası yaptıkları çalışmaları anlattı.

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, katıldığı bir programda 6 Şubat depremi sonrası Hatay’ın genel durumu hakkında açıklamalarda bulundu. Yaklaşan yerel seçimler sebebiyle Hataylı seçmenlere seslenen Başkan Savaş, göç eden vatandaşların 1 Ekim’e kadar seçmen kütüklerinde yer alabilmeleri için e-Devlet üzerinden veya nüfus müdürlüklerinden şehirlerine sahip çıkmaları için adreslerini Hatay’a taşımalarını istedi. Savaş, “Her kim kime oy verirse versin yeter ki Hatay’ın kederini Hataylılar tayin etsin” dedi.

“Hatay’da birçok kurumun adresi değişti, adresler kent rehberi uygulamamızda”

Deprem sonrası pek çok kurum, kuruluş ve özel işletmelerin yerlerinin değiştiğini, bu nedenle vatandaşların işlerini yürütürken aksaklıklar yaşandığını aktaran Başkan Savaş, bu konudaki sorunu çözmek ve halka kolaylık sağlamak için ‘Kent Rehberi’ uygulamasını hayata geçirdiklerini açıkladı. Şehirde devam eden yıkımlarda görevli ekiplerin altyapıya ve üstyapıya büyük zararlar verdiğini, trafikte ise ciddi sorunlara yol açtıklarını ifade eden Savaş, belediye tarafından kesilen cezaların caydırıcı olmadığını, konuyla ilgili yetkili kurumların harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca asbestin insan vücudunda 35 yıl sonra kansere sebep olduğunu belirten Savaş, enkaz kaldırma ve taşıma işlemlerinde dikkatli davranılması gerektiğini ifade etti. Savaş, deprem sonrası Hatay’ı her yönüyle ayağa kaldırmak ve yeniden yapılandırma planları oluşturmak amacıyla Hatay’la ilgili sözü olan herkesin fikirlerini rahatça söyleyebileceği ‘Hatay Planlama Merkezi’nin kurulduğunu kaydederek, ekim ayında Ankara’da Hatay için önemli bir çalıştayın daha yapılacağını açıkladı.

“Otogar esnafının kaldırılması kararı büyükşehirin değil”

Başkan Savaş, otogar ve civarındaki işletmelerin kaldırılması kararının Büyükşehir Belediyesi tarafından alınmadığını ifade ederek, valilik tarafından şehirle ilgili alınan kararlar doğrultusunda kendilerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğünden bir yazı geldiğini söyledi. Savaş, “Antakya Otogarı çevresindeki esnaf depremden sonra çocuklarının nafakasını çıkarmak için oraya yerleşti. Biz 22 Haziran’da valiliğimize yazı yazarak, otogar çevresindeki esnaf için çarşı oluşturulması gerektiğine dikkat çekmiştik. Ancak valiliğin 25 Ağustos kararlarını dayanak gösteren Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürlüğü, 12 Eylül’de bize yazı göndererek, otogar çevresindeki esnafın oradan kaldırılmasını istedi. Biz de bu talebi esnafa tebliğ ettik. Esnafımız kesinlikle işgalci konumuna düşmek istemez. ‘Sen buradan çık’ demekle olmuyor, onlar için de AFAD diğer çarşılar gibi bir çarşı kurmalıdır” dedi.

“Siyasetin yapılacağı gün bugün değil”

Deprem siyaseti yapılmasının kimseye bir katkı sağlayamayacağının altını çizen Başkan Savaş, “Biz özellikle hem ilçe belediyelerimizle, hem valiliğimizle, hem bakanlıklarımızla, açıkçası muhatap olmamız gereken tüm kurum ve kuruluşlarla sağlıklı iletişim kurmaya çalışıyoruz. Ama seçim süreci yaklaştıkça iktidarın yereldeki temsilcileri bu sağlıklı sürece gölge düşürmeye çalışıyorlar. Sanki biz düşmanız, ikimizden birinin yok olması gerekir gibi bir tavra giriyorlar. Biz Hatay’ın gelişmesine katkı sağlamak için sadece rakibiz. Biz, ne yaparsak yapalım engelleme çalışmaları devam ediyor. Siyasetin yapılacağı gün bugün değil” dedi.

İktidar partisinin şehirdeki en yetkin ve kıdemli iki vekilinin Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne başkan adayı olarak çıkmasını öneren Savaş, iktidarın yerel temsilcilerine Hatay’ın sorunlarına çözüm aramaları için mücadele etmeleri çağrısı yaptı. Ekonomik tablonun ülke genelinde hiç iç açıcı olmadığını söyleyen Savaş, iktidarın yerel seçimlerde birçok belediyeyi kaybedeceğini savundu. Başkan Savaş, deprem öncesi Hatay’da 15 ilçede 97 bin hektarın üzerindeki alanda zemin etüt çalışmaları yaptıklarını söyledi. Tarihte büyük depremlerden kısa bir süre sonra yine şiddeti büyük depremlerin de yaşandığına dikkat çeken Lütfü Savaş, artçı depremlerin bölgede halen devam ettiğini, yapılan binaların bundan zararlar görebileceğinin altını çizerek, planlama yapılmadan acele yapılan her inşanın dirençli ve sağlıklı olmadığının altını çizdi. – HATAY

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

yatirimsiz bonus deneme bonusu veren sitelerdeneme bonusu betist yeni giriş betorspin com giriş